17 Ocak 2011

GS - AJAX

Metroda gözlerim sarı-kırmızıdan başka renk görmeyince anladım ben başıma gelecekleri...
Neyse ki stada vardığımızda, yolda arkadaşlarla buluşma-buluşamama, telefon çekiyo çekmiyo, hah bu merdiven başından şimdi çekti, derdine değdi: Evet, Türk Telekom Arena gerçekten mükemmel. Bi kere, devasa. Gireceğimiz tribüne gidene kadar günlük fiziksel aktiviteyi tamamladık yeminle.
Girdik, yerleştik. Kenan Doğulu çıktı. Adam zaten minik sempatik bi şey, bi de koca sahada iyice ufalmış yavrum ya. Fark edilmek için de baştan ayağa kırmızı giymiş, çakal. Tabi bi ara "Kenan buraya!" tezahüratlarından sonra, sahada koşan küçük kırmızı bi Kenan görmek hoş olmadı, Nereye? diyesim geldi. Lego adam gibi bi şey kalmış orda ortada.

Maçtan önceki bi diğer kritik nokta da Tayyip'in yuhalanıp "Bi daha Türk Telekom Arena bitmiştir benim için" triplerinde kalkıp gitmesi oldu. Yuhalayanlar tek tek kameradan tespit edilecekmiş, hmm... Reklamın iyisi kötüsü olmaz hacı.

Maç çok sürükleyici değildi açıkçası. Tabi offside'ı yeni öğrenmiş biri olarak "Kimsin lan sen?! Sürükleyici değilmiş... Çık dışarı, çık!" diyene de bi şey diyemem, susar, otururum, o ayrı mesele.

Ha bi de önümüzdeki erkek arkadaşının zoruyla gelen taraftar ruhundan yoksun kıza çok acıdım ben. Coşkulu taraftar her ayağa kalkışında içinden söve söve yarım-göt ayağa kalkıp, "Hadi be, ne zaman oturuyoruz artık?!" bakışlarıyla etrafı taraması çok acı vericiydi. Hele, erkek arkadaşının "Kızım, maç bu! Oturulur mu hiç!" diye azarlayışı yüreğimi dağladı. Kız da o azardan sonra inat etti, bi daha da kıçını koltuğa değdirmedi. 90 dk öyle ağırlığını bi ayağından diğerine vere vere, somurta somurta izledi.

Ha bi de bayrak salladım, mutluyum, gururluyum. Hayır, ben bu takım için daha napiym :D

Hiç yorum yok: