26 Temmuz 2010

Ben pastamı Jude'lu aliym mümkünse

Havanın otuz altı derecelerde gezip durması iyice Garfield'a bağladı beni. Oturduğum yerde eriyorum, eridikçe mayışıyorum, mayıştıkça oturuyorum derken filmlere sardım. My Blueberry Nights'ı da izlemiş bulundum geçenlerde. Tam kız filmi ya, aksiyon-macera-bilim kurguysa olayınız hiç bulaşmayın.
Ve temposu aşırı ağırdı, şu fantazik öpüşme sahnesi için tüm film bekledim!! Çok sarmadı yani.

Ancak Rachel Weisz'e hayran kaldım, kadın karizmatik. Bi an dedim ya ben saçımı kestiriym, dalgalı dalgalı birazı tek gözümün önünde dolaşiym, kırmızı ruj süriym çıkiym havam olsun. Sonra vazgeçtim ya, bu işler sonradan olmaz.

Norah Jones'un sırf sesi değil burnu da güzelmiş bu arada.


Ya Jude Law beni öldürdü öldürdü diriltti. Hayır bi insan hem British aksanlı olup hem bi bereyle bile mükemmel gözükmemeli. Hadi onları yaptın sigara içerken itici ol, di mi? Olmadı, güzel pasta yapma be adam! Serserilerin çekiciliğinin canlı kanıtı işte.

Pasta demişken ağzımdan sular aka aka izledim ben Norah'nın önümde blueberry'li pastayı yalayıp yutmasını ya... Naptın Norah sen?! Ben kuru kayısı, elma mutluydum. Of.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

o zaman bize gelince kutluycak bişey bulup pasta yiyelim-bgm