4 Haziran 2010

Looney Tunes'dan bi Mika gördüm sanki!

Festival mevsimini sömürüyo muyum neyim.. (:
Miller Freshtival'a Mika'nın geldiğni duyunca hemen aldım bilet, bastım parayı yani (evet para dediğim de 30 küsür.. *öhöm*)
Festival çok iyiydi, organizasyon tamdı vesaire tüm klişeler...
Ama gerçekten ortam tam bi festival ortamıydı. Turistinden, elinde birasıyla arkadaş gruplarına, apaçisinden, çakırkeyfine, ciksinden 10 yaş ortalamasındaki tiplere...
Dönme dolaba bindim, The Phenomenal Handclap Band'de koptum (bu kadar hippie bi grup yok! Ben böyle hafif hippie/hafif çingene ruhunu korumayı başarmış gypsie'msi grupları çok severim! Bi de mümkünse hafif şişko Hugo tipli bi gitaristleri olsun :D), sıcaktan piştim, mentos dağıtan çocuklarından bikaç tur mentos sömürdüm...
Ama Mika mükemmeldi ya... Evime alıp beslemek, yatmadan önce muzlu süt eşliğinde Alice Harikalar Diyarı'nda okumak istedim resmen. Relax! diye hoplata zıplata, kırmızı-beyaz çizgili t-shirt'üyle fırladı sahneye. Hop orda hop burda! Grace Kelly, Rain, Happy Ending, Blame It On The Boys'da kalabalık kendinden geçti. Mika öyle bi dans ediyo ki... Performansı çok iyiydi. Kostümlerinden, yer çekimine karşı gelen dansına, rengarenk ekibinden, devasa balonlu dekorlarına her şey mükemmeldi. Bu kadar büyük bi kalabalıkla endorfin salgılamamıştım hiç.
Mika'yı izlerken düşündüm de, insan sevdiği işi yapmalı. Ne kadar mutluydu adam öyle, bayılıyo sahnede olmaya. Gözlerinin içi gülüyodu klişesi vardır ya, şehir efsanesi değilmiş.



Üstünden henüz bi hafta geçmeden Rihanna konserine gitmem de cabası oldu. Şunu söylemeliyim ki, Rihanna Mika'ya yaklaşamadı öyle. Bi kere turkcell Kuruçeşme Arena'da Turkcell'in çekmemesi hayatımın ironilerinden biriydi ki o mahşeri kalabalıkta telefon bir numaralı ihtiyaçtı. Üstelik bi "dünya starı" Rihanna, 21:45 civarı çıkıp (hani star kaprisi? nerde assolistlik?) sadece bi buçuk saat söyledi de indi. Bi Russian Roulette bile söylemedi. Hayır kadın acayip taştı, dansları göz alıcıydı, sesi inletiyodu da yetmez bebişim yetmez... Bi şey göremedim zaten, yandaki ekranlardan takip ettim olan biteni, yarı canlıydı yani. Ve insan bi Türkçe "Merhaba!" der di mi, yoookk bi "İstanbul!" dedi o da ağır bi aksanla. Ne anladım ben böyle starlıktan... Bak Mika'ya, şakır şakır konuştu Türkçe. "Size şimdi bi arkadşaımın hikayesini anlatıcam"dan tutun "Hadi hep beraber zıplayalım!"a bilimum cümle söyledi! Canım yaa... (:
Zaten seyirciyi avcunun içine alamadığı kendi de hisseden Rihanna, kendi de tatmin olamadan çıktı ve indi. Herkes de Bu Mudur? dedi.
Olmadı be Rihanna.

1 yorum:

rory dedi ki...

MİKAYI KİMSE GEÇEMEZ.