27 Mayıs 2010

Entelin Günlüğü 2

ÖNEMLİ NOT: Bu entelin günlüğü dalgası tamamen eğlence amaçlı, ciddi hiçbi tarafı yok. Kendi ağzımdan falan değil yani, sakın ha!

"Sevgili günlük,

Dün bikaç arkadaş eski Türk filmlerini topladık, izledik. Bayılıyorum bu nostalji film günlerine. Eskiden insanlar daha çok emek veriyormuş yaptıkları işlere. Şimdiki piyasa ünlülerini, iki yerde modellik yapıp oyunculuğa dalan piyasa insanlarını gördükçe içim acıyo... Hayır evimde televizyon da yok, ben bile bu kadar rahatsız oluyosam... Ama eski filmler şimdikiler gibi mi... Çok doğal, çok yoğunlar. Her sahnede göndermeler var. Zamanında gülüp geçmişler de bilmiyolar ki o sahnelerin her biri ne absürdizm, katarsis, ne diyalektik, ironiler dolu... Hepsi tek tek incelemeye alınmalı aslında... Yoksa Nouvelle Vague akımından mı etkilenmişler, diye düşünmeden de edemedik.
Piyasa demişken son bikaç zamandır ne bu Twitter çılgınlığı? Sosyal medyaya kılım zaten. Yok feysbukmuş, yok yonjaymış, şimdi de twitter'ı çıkardılar başımıza. Eline klavye alan yazar oldu, bu mudur? Hayır güzel yazan var yazamayan var. Bi de resmen teşhircilik yahu... Tamam herkes bi gün 15 dakikalığına ünlü olcak da, böyle mi olacaktı? Adam gibi alırsın eline deri kaplı Moleskine'ini, gidersin Susam Kafe'ye köşede bi yerde bütün gün yazarsın.
Akşam da bunca trajediye üzülüp efkarlanıp açtık rakıları. Nefret ederim biradan, vodkadan. İçceksen al rakını iç abi, ohh mis gibi anason koksun... Meze falan da istemem, param yok zaten bu ara. Biz sanatçılar kıt kanaat geçiniyoruz, twitter ünlülerine benzemeyiz biz..."

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Susam kafe yazarlarına laf yok lütfen onları izlemesi bile ayrı bir zevk

Eda dedi ki...

Onları izlemekten ben de müthiş keyif alıyorum, o ayrı. Başımın üstünde yerleri var, ama tercih etmezler. (: