31 Ocak 2010

The Girl In the Café

Geçenlerde bu filmi izledim de...
Çok sürükleyici olmamakla beraber izlenesi.
BBC'nin teledizilerinden biri, tanıdık hiçbi sima yok. Bi sonraki sahnede neler olacağını çok da merak ettirmiyor, fazla başarılı bi film olduğu söylenemez.
Ama izlenilir. En azından aksan için :) Ve evet, Reykjavik'te geçiyor! :) Soundtrak'inde Björk beklersiniz (ki filmde de adı geçiyo); ama yok. Neyse ki onu fazla aratmayan Sigur Ros var, o da idare eder. (Staralfur, Sigur Ros'tan. Çok çok güzel. Filmi izledikten sonra Google'da kendini harıl harıl aratan soundtrack'lerden. :) )

Her neyse... Spoiler vermek istemem; ama sonu çok ütopik, güzel. "Keşke" dedirtiyor.

Diplomasi korkunç, soğuk, çok iki yüzlü. Tüm ülkeler sadece kendi çıkarlarını düşününce günün sonunda zoraki yapılan anlaşma çözüm getirici değil.
Soru şu: Her 3 saniyede bir, Afrika'da 0 - 5 yaş arası bir çocuk ölüyor. Bunu değiştirmek istiyor muyuz gerçekten?
Bunun farkında mıyız?
Ve ne yapıyoruz?

Hiçbir şey. Çünkü umrumuzda değil, çünkü bu korkunç gerçek bize dokunmuyor.
Diplomasi soğuk. Ve bencil.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Fools may sometimes speak to the purpose.