4 Ekim 2010

Yogayı spordan saymayan kadın, kırdın beni...

İtiraf ediyorum: Kulağa hafif elitist geldiği için başladım yogaya. Elimi verdim kolumu kaptırdım. Kafein alıyo gibi, her hafta üç akşam gidiyorum, nefes al-nefes ver yapıyorum.

Dışarıdan çok absürd bi görüntü aslında. İş tayyörünü çıkarıp eşofmanlarını giyen, saçlarını tepelerinde Hakan Yıldırım modeli yapıp matını kapıp gelen bi sürü tip... Sürekli bohem pantalonlar giyip, kurban bayramını "katliam" olarak nitelendiren, tahminimce vejeteryan, burnu hızmalı-bileği dövmeli zıpçık hippie kızdan, memur/muhasebeci tipli - gözlüklü ve bodur hanıma, prova saatlerini yoga saatlerine göre düzenleyen ve kasketlerle gezen bass gitaristinden, esneklikten zerre kadar nasip almamış ve her hareketi "bitse de gitsek!" şeklinde yaptığı aşikar olan adama toplumun her kesiminden insan...
Hepsi aynı odaya toplanmış, parkelerin üstünde, cıbıldak ayak gözleri kapalı beşik gibi sallanıyo mesela. Ya da aynı kalabalık -yine gözler kapalı- yoga matının üstünde kıvrım kıvrım kıvranmakta...


Efendim, mesele o değil. Bi keresinde birbirimizi-daha-yakından-tanıyalım konuşması yaptığım yaşlı bi teyze "Spor yapıyo musun?" diye sormuştu. Gururla "Evett!" dedim ve ekledim: "Yoga!"
Şöyle bi süzdü beni, dedi ki: "Aaa.. Ama yoga spor değil ki..."

Ulan! Bu yaşlıya metroda yer vermem lan ben!
Ne diyosun teyzeee? Ne diyosun seen? Kendine gel!
Yoga bildiğin spor oğlum. Bildiğin spor! En azından, advanced yoga hakkında bunu iddia edebilirim. Bi kere ardından duş alma isteği hissettiğin her türlü fiziksel aktivite spor olarak kayda geçebilir. Ayrıca, anam ağlıyo be benim o bi saatte. Emeğe saygı, lütfen.

Demek istediğim şu ki, çok pis güneşe selam veririm.


1 yorum:

Çiçek Dürbünü dedi ki...

bütün yaz yoga yaptım, perşembe akşamı da tekrar başlıyorum burda :D
bi ortak yönümüz daha çıktı eda, kader bize ne demek istiyor :P