Dün GSÜ Fest'teydim. Organizasyon eksikti, bi kere girişte bilet milet hiç bakmadılar, ben de adam yerine konulmadığım için üzüldüm. Sonra anons yaptılar: "Herkes dışarı çıksın, bilet kontrolü yapılcak." Sonra o kadar insan hepimiz dışarı çıktık, sıraya girdik, biletlerimiz kontrol edildi. Biraz absürddü. O aradaki zaman da tamamen ordaki standlara para kazandırmak içindi kanımca. Ve kapitalizmin bu pis oyununa Kahve Dünyası Standı'ndan aldığım bi mocha'yla katılmış bulundum. Hayır ben kapitalizmin oyununa sadece Converse alarak katılmak istiyorum, hiç gerek yok böyle atraksiyonlara... (: Neyse ya, iyi dalga geçtim. :D
Konserlere kadar da açıkçası bi şeyler atıştırdık, Brownie'lerden bi paket alıp inanılmaz bi hızla da bitirdik (:
Güya 20:00'de çıkması gereketen Teoman da muhtemelen arkada bi yerde içtiği için 21:30'a doğru çıktı. Star kaprisi olmadığından eminim de, yapma be Teo, gel sahnede iç yani... Neyse ki en öndeydim, Teo da iyi söyledi kerata (tabi o kadar alkolle), karizmatikti de yatıştık biraz.
Teoman bi de çok eşlik edilesi ya, seviyorum o bakımdan. Herkesin hayatında bi şekilde var onun şarkıları. En müzik dinlemeyen insan bile, onun şarkı sözlerini bilir. Bağıra çağıra eşlik ettik. (:
Teoman ne kadar karizmatikse, Kenan da o kadar sempatikti. Mor pantolonundan, mimiklerine, her seyircisinin tek tek gözünün içine bakmasından, dansına, Ozan'ına... (: Çok içtendi, işini tutkuyla yaptığı her halinden belliydi. "Sahnesi çok iyiydi" derler ya, aynen öyleydi... En önde olduğum için de eğildiğinde elini tuttuğu kızlardan biri olabildim, hani şu çığlık çığlığa bağıranlardan. (:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder