3 Mayıs 2010
Entelin Günlüğü
"Sevgili Günlük,
Bu sabah hiç kalkasım gelmedi. Dün Semih Kaplanoğlu'nun Yusuf üçlemesini izlerken daha üçüncüye gelemeden kanepede uyuyakalmışım, her yerim tutulmuş. Ama Neyse ki Semih var da insomnia'mdan kurtuldum, mışıl mışıl uyuyorum.
Kadıköy'deki sahaflara gitmem gerekiyordu. Çünkü Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'nin son basımı yetmiyor, en aşağı 1930 tarihli bi basımını bulsam alsam elime Cihangir'de takılsam... Aradım; ama bulamadım. Neyse ki sahaflar var da orda burda bırakıp kaliteli okur havası yaratacağım kitapları üç beş kuruşa alabiliyorum. Kaliteli okur falan demişken bi ara gözlüklerimi de kalın kemik çerçevelilerle değiştirsem iyi olur. Bi de bikaç 45'lik de baktım. Evdeki gramafon çalışmıyor; ama itunes kullandığımı belli etmemek için her hafta elimde yeni plaklarla dönüyorum eve.
Ha bugün bi de metroya binmek zorunda kaldım. Neyse ki tenhaydı. Yoksa bu metropol araçlarını anatomik olarak kaldıramıyorum hiç. Vapur ve tramvaydan gayri vasıta tanımam. Hele vapurda... Köşeye geçip denizi izleyip 'Hayat ne garip, vapurlar falan...' diyebiliyorum.
Metroda üstünden başından kapitalizm akan bi kızın elinde Starbucks bardağı gördüm. Yani bi Smyrna Kafe varken, Sembol varken niye Starbucks? Kafein ihtiyacı gayet güzel, dolabın köşesinde kalmış herhangi miktarda neskafe ve organik sütten sağlanabiliyor. Neyse ki Amerika var da oyununa geliyoruz...
Aynaya bi baktım da saç-sakal-tırnak almış başını gidiyor. İyi iyi, daha uzatırım ben. Hem vaktim yok bakıma falan senarist adamım ben."
Evet eğlendim. (: 'Neyse ki entel değiliz de böyle günlük yazmıyoruz Moleskine'lerimize.' (:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Nedense alıntı yaptığını yazının sonunda anlayabildim, zaten şaşırmıştım "bu kız Starbucks kötü, kapitalizm vs. diyo nolmuş lan buna" şeklinde.
hahaha :D tırnak işaretiyle başlamıştım halbuki. Tırnak işaretini bold mu yapsam? (:
Starbucks kapitalist evet. Ve inkar edilemez ki keyifli ve leziz.
J'ai pris un vieux jean de mon père et je l'ai découpé ;)
Asi
Yorum Gönder