Ben sene başında BU BENİM MEZUNİYET ELBİSEEM diye bi model çizip herkese gösterdiğim için içim rahat buraya kadar geldim laylaylom.
Bu pazar GSÜ Sınavı'ndan çıktım ya, bende bi rahatlamalar, bi hava da ısındı ya hakkaten'ler şort mevsimi geldi'ler... Tabi ondan önce insan bi sürü şeyle meşgul oluyor, mezuniyetmiş elbiseymiş hiç düşünemiyor. Sınavdan çıkar çıkmaz ben ne giyecem telaşı aldı beni. Arkadaşlarıma soruyorum, hiçbiri yardımcı olmuyor:
-Mezuniyet elbisesi bakmaya gidelim mi?
-Ben bi buçuk ay önceden hallettim ki o işi, aldım bile.
-NEEEEE? Tamam panik yok, ben dikitiricem zaten biliyo musun. Öylesine sormuştum...
-Ne, diktiricek misin?! E diktircek olanlar zaten çoktan gitti terziye, ikinci provalarındalar şu an sen naptın?
-Hadi ya...
Böyle böyle konuşmalar dönüyor. Teyzem bi sabah kalkıyor, rüyasında görmüş gibi annemi arıyor, Bu kızın mezuniyet elbisesi nolcak? diyor. Ali geliyor, Melis Cengiz Abazoğlu'na diktiriyomuş diyor, bende vidalar gevşiyor.
Salı akşamı evde östrojen fırtınaları estirdim: "MEZUNİYET ELBİSEM YOK! EN GÜZELİ BENİM OLUCAK! NE ZAMAN BAKICAZ! M. CENGİZ ABAZOĞLU'NA DİKTİRİYOMUŞ! BENİMKİ HEPSİNDEN GÜZEL OLMALI! ÜHÜHÜH BANA NEE!" diye bağıran bir küçük Eda, orda burda mutfakta salonda. Annem de fenalıklar geçirdi, ertesi gün kendimizi Nişantaşı butiklerine attık.
Hayır Cengiz Abazoğlu'nu da sevmem bi de. Triplerime gel.
Butik butik geziyoruz, Allahım hepsi uzuuun uzuuun benim üç katı boyumda elbiseler. Kısalar da kır düğününden çalınmış da vitrine serilmiş. Hani maşalı maşalı saça, zibilyon kat fondötenli bi surata uyacak elbiseler. Her yanından güller, pullar, simler, tüller... Hayır diyorum, sade olsun düz olsun, nar çiçeği/mercan gibi bi renk olsun.
BU PULLU PULLU ABİDİK GUBİDİK ŞEYLERİ KİM ALIYOR ALLASEN!
Bulabildiğimiz en sade modelleri alıyoruz, kabine giriyorum. Ve bir şok daha: BU ELBİSE ALTTAN MI GİYİLİYO ÜSTTEN Mİİİ?! Allahım, hiçbi elbisenin içine olmuyorum! Alıcağın olsun öss, inceydim lan ben, neler yaptın sen. Ben sınav senesi diye oturmuş oturmuş tıkınmışım. Ben değil, kapatamadığımız fermuarlar söylüyor.
Neyse sonunda butiğin birinde tam istediğim gibi bi model buluyoruz, o da uzun. Onun gibi bi şey diktirtmeye karar verip, eve dönüyoruz. Ben aldığım kilolara lanet ediyorum, annem muhtemelen kız doğurduğuna.