19 Ekim 2012

Kulaklarım çınlıyor

Son iki gündür sol kulağım tıkalı. -ydı.
Göze inen perde kulağa da iniyor mu bilmiyorum, ama benim kulağa perdeyi geçtim maşallah yalıtım duvarı inmişti.
Curcuna'da dansmanslı müzikli bi partinin ertesi günü sol kulağım iptal. Ben de "clubber bir insan değilim ben, kulak alışık değil napsın. Geçer" diyip durdum. Helal olsun DJ'e bile dedim, bas'ı nası da vermiş sinsi sinsi. Çaktırmadan kulaklar hasar gördü, vay be. Helal DJ, helal sana. Böyle böyle düşünüyorum.
Baktım kulağım ikinci gün de geçmedi. Geçmediği gibi daha da bi kötüye gidiyor sanki.
İnsanlar bi şeyler diyor, on altı kere NEE? DUYAMADIM YA Bİ DAKKA... diye tekrarlatıyorum. Yirmi yaşında bir annane oldum resmen. Sol taraftan bi şeyler duyuyorum, ama derinlerden. Sesler böyle boğuk boğuk geliyor, sesi duyuyorum da neler söylendiğini seçemiyorum. Allahım, resmen annanemin derdini anlatırken kullandığı sözler işte bunlar.
Solumda oturan kıza açıklamamı yaptım. Hayır açıklaması da zor. Kulağın içinde neler döndüğünü ben de tam bilemiyorum. Kulağım tıkandı da benim ehehe şeklinde açıklamalara giriyorum, utanıyorum da aynı zamanda. Kulak neden tıkanır: Kulak kiri. Hayır, yok öyle bi şey. Temiz de bi insanım neticede.
Duyma yetimi iyiden iyiye asimetrik bi biçimde yitirdim. Bi şey söyleyene sağ kulağı dönüp BUNA KONUŞ diyorum. Bi milyonuncu kere neyy? dememek için kim ne dese gülüyorum, garanti tepkiler vermeye çalışıyorum. Rezalet bi durum.

Sabah bana fenalıklar geldi, randevu aldık. Okul çıkışında tıp merkezine koştum ben.
Bi de doktor odasında acayip gerilirim. Küçüklükten beri. Anneden torpilli, canım annem öpüldün çok, benim her türlü sağlıksal işlemim evde halloldu. Rapor almak olsun, reçete olsun... aşılarımı bile evde yaptık hep.
Adam buyrun diye koltuğa oturttu beni. Ben gerginlikten tabi ehehe nasılsınız? iyisiniz heralde... diye geveliyorum. Adam da şaşırdı tabi. E ben iyiyim de siz nasılsınız? Şikayetiniz nedir?
"Siz" hitabına da geriliyorum. Bir gerilim küpüne döndüm ben.
Kem küm bi şeyler anlattım. Beni muayene koltuğuna geçirtti. Şimdiii, dedi, bakın kulağınıza giriyoruz. Kulağıma mikro kamera soktu, yandaki monitörden kulakiçimde yolculuğa çıktık.
Hmm... dedi. Şikayetiniz kulak kiri.
ALLAHIIM! BU NASI Bİ UTANÇ!
NEEEEE?!! BEN TEMİZ Bİ İNSANIM, SAÇMALAMAYIN! KULAKLARIMI HİÇ İHMAL ETMEM, KİR DE NE DEMEK! DUYAMAMAK KADAR KİR Mİ BIRAKICAM ORDA. AY ALLAHIM ŞU AN GÖMÜN BENİ BURAYA...
Ben çıldırdım tabi, çıldırınca da kulağımın içinde biraz daha ilerlediiik veee: ORDA KOCAMAN Bİ KABUK BAĞLAMIŞ İLTİHAP VAR! Monitöre bakamıyorum, durum o kadar iğrenç. Yara kabuğu tüm girişi tıkamış pişkin pişkin sırıtıyor bize. Yaa diye sitem dolu bakışlarla, haklı çıkmanın verdiği gururla baktım doktora.
Hmm... dedi. Nolmuş buraya?! Nası bi darbe aldınız kulağınıza, ciddi bi şekilde iltihap kapmışsınız. dedi ve uzuuuun bir temizlik sürecine girdik. Kulağıma ne şekil makine varsa hepsi girdi. Bakın diye de içerden çıkardığı devasa kabukları göstermeyi ihmal etmedi doktor, sağolsun.
Kulağım açıldı, kutsal koroyu duydum. Reçeteye ilaçlar yazdı. Şimdi sabah akşam özel hazırlanmış bi damla damlatıcam sol kulağa. Hadi hayırlısı.....
Bi daha da annanemle dalga geçmiycem. Gerekirse duyamadığı cümleyi baştan sona kodliycam.